Utanıyorum, artık utanıyorum,
Seni görünce utanıyor gözlerim.
Umutlanıyor hayallerim birer birer.
Perdelerin arkasında gizleniyor, sözlerin.
Sen, inan sadece sen gerek bana.
Rencide edilmiş bir hayatın eseriyim ben.
Gözlerim kaç kez sessizce ağlar, gizlice.
Her bakışımda matem, her bakışımda bulanık bir hayat.
Tahta gibi kuru, ayaz gibi üşütür sabahlarım.
Sen, inan sadece sen gerek bana.
Feryatlarım yükseliyor semanın en uç noktasına.
Bir çanın arkasından geçer gider seslerim.
Nefesim her alışımda nahoş kokar.
Bu hayat bana bi’çare bakar.
Sen, inan sadece sen gerek bana.
Ama olmuşum, her şeye ama.
Tutsaydın kolumdan bitmez miydi bu hasret?
Keskin, inan keskin artık bu eller,
Tek tek yüreğimi pareler.
Sen, inan sadece sen gerek bana.
Lale gibi savrulurum rüzgârlarda,
Yeller alır götürür beni, uzaklara.
Sen tutsaydın, tutunurdum.
Rüzgârların sesi kısılırdı sonra.
Sen, inan sadece sen gerek bana.
Islanıyor gözlerim usulca.
Sensiz boğuyor artık yazlar beni.
Şafak vaktinde sökülüyor perdelerim,
Şafak vaktinde soluyor ellerim, gözlerim.
Sen, inan sadece sen gerek bana.
AHMET MAMUT AKDAŞ
28.12.2009