DERDİMİN SULTANI

İtiraf ediyorum sana işte
Sevda kuşlarının bana söylediklerini
Senden doğan yıldızın parlaklığını
Ve o yıldızın her bir karış değerini
İtiraf ediyorum sana işte.

Mevsimler geçse bile solmayan gülsün sen
Ve hiç batmayan bir güneşsin
Gecemi aydınlatan, bana ışık saçansın
Sen benim gönlümün ferahlığısın
Mevsimler geçse bile solmayan gülsün sen.

Renklerin sembolüsün sen
En güzel renkler sende açar
Şafak rengini senden alır
Deniz kızıllığa senden bürünür
Renklerin sembolüsün sen.

Ezilemeyecek kadar güzelsin sen
Kasırgalar bile seni es geçer
Güneş bir başka doğar sana
Sonra dağlar düzdür her zaman
Ezilemeyecek kadar güzelsin sen.

Narin bir o kadar teksin sen
Nilüfer gibi kibar olan
Zarif bir o kadar da güzel
Kıyamete kadar sürecek olan
Narin bir o kadar teksin sen.

Elimde açan parlak bir yakutsun sen
Yeşil gözlerinle parıldayan
Beni bir ömür sersemleştiren
Her bakışta beni derinden etkileyen
Elimde açan parlak bir yakutsun sen.

Sevdalardan ötesin sen
Güzelliğinle sevdalara sevda olan
Aşkların en güzelini tattıran
Yaralarıma derman olan
Sevdalardan ötesin sen.

Evvelin son ışığısın sen
Bundan sonrası olmayacak olan
Aşkın en güzel meyvesi olan
Ve hayatın aşk kapısı olan
Evvelin son ışığısın sen.

Ne çare ki bana dermansın sen
Doktorların bulamadığı merhemsin sen
Şu gönül sana esir düşmüş
Benim gönlümün tek sultanısın sen
Ne çare ki bana dermansın sen.

Vuslatın derin yaralarısın sen
Özlemi ağır ağır sindiren
Ve her zaman yüreğimde kaim olan
Köze esir düşmüş olan
Vuslatın derin yaralarısın sen.

Emsallerin dışındasın sen
Dillerin bir türlü konuşamadığı
Kalplerin asla göremeyeceği
Tek bir varlığa canan olmuş
Emsallerin dışındasın sen.

Ama gözlerim seni arar her zaman
Yangınların içinden çıkan toz, duman
Kaderime yatak yorgan olmuş
Seni bulmaya parçalanırken sema
Ama gözlerim seni arar her zaman.

Halis bir gönül yollara düşmüş
Duvarlarına resmini döşemiş
Serbaz olmuş aşkına, serbaz…
Yolcuya derman olsun diye,
Halis bir gönül yollara düşmüş.

Mecburum inan, mecburum ben sana
Arzularımın sebebi sensin
Ufukta yolunu bekler olmuşum
Kızıllığa bürünmüş gözlerim, kan damlıyor,
Mecburum inan, mecburum ben sana.

Efkar sardı bütün bedenimi sayende
Kanın sıçradı yüreğimin içine, soğuk soğuk
Kokun gözlerime perde oldu
Özleminin bütün çilesinden
Efkar sardı bütün bedenimi sayende.

Tasam ol diye mi sevdim sanki seni?
Beni her gün öldür diye mi sevdim?
Sırf dertlerim derya olsun diye mi sevdim
Yoksa kanımda gül ol diye mi?
Tasam ol diye mi sevdim sanki seni?

Mustarip bu gönül sende de var mıdır?
Kırık camlarda beliren kan
Senden doğan hasretin damlalarıdır.
Bu damlalar banadır.
Mustarip bu gönül sende de var mıdır?

Ayazında sevdim seni
Kapkara bir semanın gülistanında
Tebessüm saçarken buldum seni
Yeşil gözlerinin derinlerinde buldum
Ayazında sevdim seni.

Hatıralarımın en güzel köşesi oldun sen
Yasımın baharı, gönlümün resmi oldun sen
Gülümsemelerime sebep oldun sen
Kaderimin aşk rehberi oldun sen
Hatıralarımın en güzel köşesi oldun sen.

Melül melül bakar bu gözlerim sana
Çaresizlik aşka dolanmış büsbütün
Yanar yüreğim parça parça
Sensizlikten solmuş bu gönül
Melül melül bakar bu gözlerim sana.

Unutamıyorum bir türlü seni
Karanfil gibi yerleştin gözlerime
Kalbimin surları, dilimin lisanı oldun
Her adımım sen oldun yollarımda
Unutamıyorum bir türlü seni.

Tutuklu kaldım ben sana
Yaslı yollarına esir düştüm
Saçlarına ve gözlerine
Ve kaçamak bakışlarına
Tutuklu kaldım ben sana.

Artık anla sevda kuşum
Sana olan aşkımı, sevdamı
Sana olan itirafımı
Ve o yıldızların sözlerini
Artık anla sevda kuşum.

Kekeme konuşmalarımın sebebini anla
Seni görünce gözlerimdeki mutluluğu
Konuşunca dilimdeki heyecanı
Anla sevda kuşum anla
Kekeme konuşmalarımın sebebini anla.

Dağlardan gelen meltemlerin sessizliğini
Şiirlerin yoksulluğunu ve çaresizliğini
Güneşin güzelliğinden doğmayışını
Anla sevda kuşum anla
Dağlardan gelen meltemlerin sessizliğini.

Ayazına aşığım, sana aşığım
Huyuna, suyuna aşığım
Kaşına, gözüne aşığım
Anla sevda kuşum anla
Ayazına aşığım, sana aşığım.

Şimdi şafak vaktinde uyanır, ağlarım
Seni düşünür, ufaktan gülümserim
Gözlerimden akan yaşlar, işte sana sözümdür
Anla Derdimin Sultanı anla, ben tek sana aşığım.
Şimdi şafak vaktinde uyanır, ağlarım.

AHMET MAHMUT AKDAŞ
12-TMB 1639